İçeriğe geç

PRM MAĞAZACILIK Genç ve Dinamik

Silmo İstanbul bu on yıllık gelişim sürecinde Türkiye optik sektörünün lokomotifi konumuna geldi ve bu gelişimden sektörün içerisinde olan bir şirket olarak oldukça mutlu ve gururluyuz.

Merhaba Tankut Bey, biraz kendinizden ve optik sektörü ile kişisel olarak yolunuzun nasıl kesiştiğinden bahsedebilir misiniz?
Merhaba, 1970 Antakya doğumluyum. İlk, orta okul ve liseyi Özel Işık Lisesi’nde tamamladıktan sonra İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği fakültesinde yüksek öğrenimime başladım. Üniversite öğreniminin iş hayatı için gerekli ancak yeterli olmayacağını bilerek yetiştirilmiş olduğum için iş hayatında deneyim kazanmak amacı ile üniversite öğrenimimin ilk yılında iş hayatına atıldım. Kimya mühendisliği kariyerimi tamamladıktan sonra iş hayatımda oldukça katkı sağladığına inandığım Ekonomi eğitimimi de tamamlayarak ikinci üniversiteyi bitirdim. Sektöre farklı bir bakış açısı getirme zamanının geldiğini hissettiğim bir zamanda yollarımız ortağım ile kesişti. Ortağım da Marmara Üniversitesi güzel sanatlar mezunu ve yıllarca çeşitli markalarda tasarım üzerine üst düzey yöneticilik pozisyonlarında çalışmıştır. Ortak bir vizyonla ve artık bir misyonu yüklenmeye hazır olduğ umuza dair inançla yola çıktık.

Yeni bir firma olmanıza rağmen sahip olduğunuz vizyon ile başarılı bir grafik çiziyorsunuz. Prm Mağazacılık’ı kurmaya nasıl ve ne zaman karar verdiniz?
Türkiye pazarına farklı markları kazandırmak amacı ile Prm Mağazacılık Hizmetleri Ticaret A.Ş’yi 2010 yılında kurduk. Şirketimizi kurarken Öncelikli amacımız yurtdışından getirmiş olduğumuz markalarımızın yurtiçi pazardaki belirli boşlukları doldurabilmesini sağlarken, markaları doğru yerde ve doğru stratejiler ile konumlamaktı. Bu yolda birçok yeni marka ve ürünlerle de tanıştık ve onları Türkiye pazarına getirmek için deneyimli ekibimiz ve tüketicilerden oluşan odak grupları ile vermiş olduğumuz çabalar sonucu Türkiye pazarına kazandırmış olduğumuz birçok giyim ve aksesuar markalarının yanında optik sektörü ile tanışmamıza sebep olan gözlük markamız ise Meller oldu.

Markalarınızın temel özelliklerini, etkileşim gruplarını ve sektördeki konumunu bizlerle paylaşabilir misiniz?
Meller İspanya Barselona’da 2010 yılında kurulmuş oldukça genç ve dinamik bir marka. Meller markamız 2018 yılı itibari ile Türkiye pazarındaki yerini bulmaya başladı ve bugün itibari ile oldukça bilinir ve aranan bir marka olduğunu söyleyebiliriz. Sosyal medyayı en etkili kullanan moda markalarından başında gelmektedir. Yeni kuşakların tercih ettiği, günün modasını çok hızlı takip eden ve hızlı dinamik bir markadır. Meller hem kaliteli hem uygun fiyatlı ürünleri geniş model ve renk yelpazesiyle tüketiciye sunmaktadır. Diğer markamız olan Freesbee ise Meller’in başarısından sonra getirmiş olduğumuz ikinci optik gözlük markamız olup Amerika Kaliforniya markasıdır. Freesbee de aynı hedeflerle, yüzde 100 asetat olarak üretilen yüksek kaliteli ve ulaşılabilir fiyatlardadır. Sektöre 2022 yılında girmesine rağmen oldukça beğeni toplayan ve ilgi gösterilen bir marka olmuştur. Amerika ile olan özel anlaşmamız ile Türkiye’yi bölgesel bir tedarik merkezi haline getirme kararı almış olup özellikle yakın coğrafyamızda bulunan Avrupa, Arap ülkeleri ve Rusya gibi yurtdışı alt distribütörlükleri de Türkiye üzerinden yürütme anlaşması yaptık.

Markalarınıza ait koleksiyonları belirlerken önceliğiniz nedir? Ürünlerinizi tasarlarken nelerden ilham alıyorsunuz?
Koleksiyon seçimleri için öncelikle yurtdışı fuarları takip ediyoruz ve sezonun trendlerini kendi vizyon ve gustomuzla birleştirerek, kendi pazarımıza uygun olarak seçimler yapıyoruz. Tabii koleksiyon ve model seçkilerimize mevcut müşteri ilgisi ve talepleri de yön veriyor. Sezonda en az dört koleksiyon ve renk varyantları ile takviyeleri yapıyoruz. Freesbee ve Meller oldukça geniş ürün ve koleksiyon yapısına sahip olduklarından tüketiciler ile en güncel modelleri buluşturma konusunda oldukça titiz bir çalışma yapan tasarım ekibimiz bulunuyor. Tasarım ekibimiz ilgili sezonda trendleri yakından takip etmenin yanı sıra, müşteri beğeni ve davranışlarını da detaylı analiz ederek model ve renk seçimlerini bu doğrultuda yapıyorlar.

Dağıtım ve satış ağınızı genişletmek için nasıl bir strateji uyguluyorsunuz?
Dağıtım ve satış ağımızı genişletirken oldukça özenli ve önceden üzerinde çalışmış olduğumuz bir strateji üzerinde ilerliyoruz. Yol haritamız marka henüz ülkeye girmeden belirlenmiş oluyor. Markaların her yerde ve hemen her köşede bulunmasından ziyade doğru satış noktalarında ve doğru bir şekilde tüketicileri ile buluşturulmasına oldukça özen gösteriyoruz. Bu konuda biraz alışılmışın dışına çıkarak önce markalara ait beğenileri ve tüketicileri oluşturuyoruz. Sonra da markaların dinamiklerine uygun satış noktaları ile uzun soluklu olarak işbirlikleri kurup geliştiriyoruz. Amacımız ürün satmaktan ziyade uzun süreli ve kazanan bir iş modelinin tedarik ve tanıtım tarafında olmaktır. Büyük şehirler hariç her şehirde sadece bir adet satış noktası ile çalışıyoruz. Markaların talebini oluşturmak öncelikli hedefimiz. Bu doğrultuda sosyal medya kanallarını oldukça aktif olarak kullandığımızı söyleyebilirim.

Sektöre yatırım yapan bir firma olarak sektörün gelişimi hakkındaki düşünceleriniz ve beklentileriniz nelerdir?
Açıkçası Türkiye optik sektörünün yurtdışına kıyasla henüz gelişmekte olduğunu ve daha ilerleyecek yolu olduğunu düşünmekteyiz. Hala eski yöntemlerde takılı kalan hantal perakendecilerin gelişim süreçlerine ve mevcut yeni sistem perakendeye adapte olabilmeleri için daha fazla gayret içerisinde olması gerektiğini düşünüyoruz. Artık sosyal medya yönetimi ve iletişimi yoluyla nihai müşterileri ile etkileşim halinde olamayan firmaların ve markaların çok daha zorlanacağını düşünüyoruz. Tüketicisine verecek bir mesajı olmayan ve her an ulaşılabilir durumda olmayan firmaların ve markaların önümüzdeki beş ila on yıllık süreçte ayakta kalabilmelerinin geçtiğimiz beş – on yıla kıyasla çok daha zor olacağını öngörüyoruz. Ayrıca sektörün daha yenilikçi ve daha dinamik, vizyonu olan genç yöneticilere ve çalışan iş gücüne ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz. Bununla birlikte devletin özellikle ihracat ve dijital dönüşüm konularında firmalara olan destek ve teşviklerinin Türkiye optik ve perakende pazarının serbest olarak büyümesine katkısını artıracağını, böylece sektörün pazardaki yerinin de daha önemli bir konuma gelebileceğini düşünüyoruz.

Uluslararası fuarları takip ediyor musunuz? Bu konudaki düşünceleriniz nelerdir?
Fuarların sektörel büyümede çok önemli bir yapı taşı olduğunu ve buna göre doğru fuarları takip etmek gerektiğini düşünüyoruz. Tabii ki biz de tüm önemli fuarları ziyaretçi ve katılımcı olarak takip ediyoruz ve bunların dönüşlerini aldığımızı düşünüyorum. Silmo Paris bu konuda yurtdışı fuarlarda sancağı en önde taşıyor, bizlerin vizyonunu açtığı için düzenli olarak büyük beğeni ile takip etmekteyiz.

Yeni ve daha büyük hizmet alanıyla, 10. kez gerçekleşen olan Silmo İstanbul Optik Fuarını katılımcı bir firma olarak başlangıcından bugüne nasıl değerlendirirsiniz?
Silmo İstanbul’u ilk gerçekleştiği yıldan beri ziyaretçi olarak yakın takip ettikten sonra araya giren pandemi sonrası biz bu sene ilk defa katılımcı olarak katıldık. Açıkçası Silmo İstanbul’a katılmadan önce fuarın ne derece etkili bir platform olduğunu tam olarak anlayamamıştık. Silmo İstanbul’da ziyaretçiler fuara duymuş oldukları güveni ve beğeniyi aynen bizlere ve markalarımıza da yansıttılar ve oldukça olumlu dönüşler aldık. Özellikle yurtdışı müşterilerinin oldukça yoğun talebi karşısında gelen talepler bizleri çok memnun etti. Freesbee için komşu birçok ülke ile distribütörlük görüşmelerine başladık ve bazıları ile bu süreci sonuçlandırdık. Silmo İstanbul bu on yıllık gelişim sürecinde Türkiye optik sektörünün lokomotifi konumuna geldi ve bu gelişimden sektörün içerisinde olan bir şirket olarak oldukça mutlu ve gururluyuz.

Bu değerli röportaj için çok teşekkür ederiz. Son olarak, dergimiz 4 your eyes’in dijital yayıncılığa evrilişi ilgili görüşlerinizi öğrenebilir miyiz?
Açıkçası basılı yayınların dijitale kayması sürecinde 4 your eyes dergisinin sektörel boşluğu çok iyi bir şekilde doldurduğunu düşünüyoruz. Her ay yayınlanacak yeni bölümü merak içerisinde bekler durumdayız. Titiz ve özenli çalışma yürüten sizlere sonsuz teşekkürler.

https://www.4eyes.com.tr/prm-magazacilik/

0 Yorum

Bu makale için yorum yok. Mesaj bırakan ilk kişi sen ol!

Bir yorum bırak

Lütfen dikkat: yorumlar yayınlanmadan önce onaylanmalıdır
Top Top